Hektometre’nin Kısaltması Nedir? Ölçünün Edebiyatla Buluştuğu Nokta Bir edebiyatçının kaleminde, her kelime bir ölçüdür. Cümleler, duyguların, zamanın ve anlamın birimlerine bölünmüş hâlleridir. Hektometre gibi teknik bir terim bile, aslında insanın ölçme ve anlam verme çabasının bir parçasıdır. Peki, hektometre’nin kısaltması sadece “hm” midir, yoksa dilin içindeki bir derinliğin işareti mi? Bu yazıda, ölçünün dildeki yankısını, kelimelerin ölçüsüzlüğünü ve anlamın sınırlarını edebiyat perspektifinden ele alacağız. Çünkü bazen bir harf, bir insanın tüm hikâyesini anlatabilir. Kelimenin Gücü: Ölçüden Anlama Hektometre teknik olarak 100 metreye eşittir ve kısaltması “hm” şeklindedir. Fakat bir edebiyatçının gözünde bu iki harf, yalnızca bir ölçü birimi değil; simgesel…
Yorum BırakGünlük Fikirler Yazılar
Gecenin sessizliğinde kahvesini yudumlarken, Esra bir kez daha aynı soruyu düşündü: “Pazarlama bölümünün önü gerçekten açık mı?” Ofisin ışıkları söneli saatler olmuştu ama zihninde stratejiler, hedef kitleler, marka hikâyeleri dönüp duruyordu. Pazarlama onun için sadece bir iş değil, insanları anlamanın, onlara dokunmanın bir yoluydu. Ama bazen bu kadar anlam yüklediği şeyin, gerçekten geleceği olup olmadığını sorguluyordu. Bir Hikâye: Esra ve Mert’in Pazarlama Yolculuğu Esra, empatisiyle tanınan bir pazarlamacıydı. İnsanların duygularını sezme becerisi, markalara ruh katmasını sağlıyordu. Mert ise analitik zekâsı ve stratejik yaklaşımıyla veriden hikâye çıkaran biriydi. İkisi aynı şirkette, aynı bölümde çalışıyorlardı ama dünyaya bakışları bambaşkaydı. Bir gün, yeni…
Yorum BırakMarc-Vivien Foé Kaç Yaşında Öldü? – Bir Futbolcunun Kalbinden Toplumsal Farkındalığa Futbol sadece bir oyun değildir; bazen bir kalbin durduğu anda milyonların kalbi aynı anda sızlar. 2003 yılında sahada yere yığılan Marc-Vivien Foé’nin hikâyesi, sadece spor tarihine değil, insanlığın vicdanına da kazındı. Onun hikâyesi, erkeklerin analiz ettiği bir “olay” değil, kadınların hissettiği bir “trajedi” olarak hafızalarda yer etti. Bugün, bu olayın ardındaki gerçekleri, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet perspektiflerinden ele alarak konuşalım. Marc-Vivien Foé: Rakamların Ardındaki İnsan Marc-Vivien Foé, 1 Mayıs 1975’te Kamerun’da doğdu. Fransa’da profesyonel futbol kariyerine adım attı ve Lyon, West Ham United ve Manchester City gibi…
Yorum BırakGüneş Işığı ve Toplum: Bir Işığın Sosyolojik Anlamı Bir sosyolog olarak, toplumu yalnızca insanların yaşadığı bir yer değil, aynı zamanda anlamların, sembollerin ve alışkanlıkların iç içe geçtiği bir organizma olarak görürüm. Her sabah perdelerin arasından içeri sızan güneş ışığı, sadece biyolojik bir gereklilik değil; aynı zamanda insanın kendisiyle ve toplumla kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır. “Güneş ışığı faydalı mı?” sorusu, yüzeyde basit görünür, fakat derinlerde kültürel kodlarımızı, toplumsal rollerimizi ve modern yaşamın ritmini sorgulatır. Toplumsal Normlar ve Işığın Görünmeyen Düzeni Toplum, bireyin davranışlarını şekillendiren görünmez kurallarla örülüdür. Bu kurallar yalnızca hukuki veya ahlaki değil, aynı zamanda fiziksel çevreyle kurulan ilişkilere de…
Yorum BırakBir Psikoloğun Merceğinden: Gümüş Kaplama Kararır mı? Bazen bir gümüş yüzüke bakarken kendimi düşünürüm; ilk günkü parlaklığı gitmiş, yerini hafif bir kararmaya bırakmış… Ama işte tam o anda zihnimde bir soru yankılanır: “Gerçekten gümüş mü kararır, yoksa biz mi karartırız onu?” Bir psikolog olarak, maddelerin değişiminde bile insan ruhunun izlerini görmeye meyilliyimdir. Çünkü her kararma, her parlama, bir içsel sürecin yansıması gibidir. Bilişsel Boyut: Parlaklık Algısının Gerçeği Bilişsel psikoloji, algı ve düşüncenin olayları nasıl şekillendirdiğini anlatır. Gümüşün kararması, aslında oksidasyon gibi doğal bir süreçtir; havadaki kükürt bileşenleriyle tepkimeye girer. Ancak biz insanlar bu fiziksel değişimi nadiren nötr karşılarız. Zihnimiz, “kararma”…
Yorum BırakGönül Dağı Şarkısı Kimin Eseri? Bir Melodinin Felsefi Yolculuğu Bir filozofun masasındaki sessizlik, çoğu zaman bir şarkının yankısıyla bozulur. Çünkü müzik, düşüncenin kardeşidir; kelimelerin söyleyemediğini ses dile getirir. “Gönül Dağı” da bu türden bir eserdir — bir melodiden öte, insanın iç dünyasına uzanan bir metafizik haritadır. Peki, Gönül Dağı şarkısı kimin eseri? Bu sorunun yanıtı yalnızca bir isim ya da tarih değildir. Çünkü her gerçek sanat eseri gibi “Gönül Dağı” da bir kişinin değil, bir duyuş biçiminin, bir varoluş tarzının ürünüdür. Bu yazıda şarkıyı üç felsefi eksende — etik, epistemoloji ve ontoloji — ele alarak anlamaya çalışacağız. — Etik Perspektif:…
Yorum BırakDua, Ekonomi ve Zaman: “Duaların Kabul Olduğu An” Üzerine Bir Ekonomik Düşünce Bir ekonomist olarak, her seçimin bir fırsat maliyeti doğurduğunu bilirim. İnsanlar sınırlı kaynaklara, zamana ve bilgiye sahiptir. Bu nedenle, her tercih bir başka ihtimalin elenmesi anlamına gelir. Bu perspektiften bakıldığında “Duaların kabul olduğu zaman” kavramı, yalnızca dini bir tema değil, aynı zamanda ekonomik karar teorisi açısından da incelenebilir. Çünkü dua, bir beklentiyi, bir arzuyu, yani bir “talep”i ifade eder; kabulü ise bir “arz”ın, yani karşılığın oluşmasıdır. Bu yazıda, dua ve kabul kavramlarını piyasa dinamikleri, bireysel tercih teorisi ve toplumsal refah bağlamında analiz edeceğiz. Dua bir talepse, kabul bir…
Yorum BırakCiğerde Hırıltı Ne Demek? Geçmişten Bugüne Bir Bakış Geçmişin Derinliklerinden Bugüne: Bir Sağlık İfadesinin Tarihsel Evrimi Ciğerde hırıltı
Yorum BırakKapalı Tohumlu Bitkiler Nelerdir? Geleceğe Yön Veren Sessiz Devrim Dünyada fark etmeden en çok temas ettiğimiz canlılar aslında bitkilerdir. Yediğimiz meyvelerden içtiğimiz kahveye, soluduğumuz havadan kullandığımız pamuğa kadar hayatımızın her alanında sessizce var olurlar. İşte bu bitkilerin en gelişmiş ve en etkili gruplarından biri, “kapalı tohumlu bitkiler”dir. Peki bu canlılar yalnızca biyoloji kitaplarının konusu mu, yoksa geleceğimizin şekillenmesinde rol oynayacak stratejik bir güç mü? Bu yazıda, hem erkeklerin stratejik ve teknolojik bakış açısından hem de kadınların toplumsal ve insani vizyonlarından ilham alarak bu soruya birlikte cevap arayacağız. Kapalı tohumlu bitkiler, geleceğin tarımından biyoteknolojisine kadar birçok alanda devrim yaratma potansiyeline sahip.…
Yorum BırakKanun Hangi Ağaçtan Yapılır? Adaletin, Çeşitliliğin ve İnsanlığın Köklerine Yolculuk Bazı sorular vardır ki yüzeyde basit gibi görünür ama derinlerine indikçe bambaşka anlamlar taşır. “Kanun hangi ağaçtan yapılır?” sorusu da tam olarak böyle bir sorudur. İlk bakışta cevabı teknik gibi durur: Ceviz, maun ya da ladin… Ancak biraz daha dikkatli bakarsak, bu sorunun adaletin doğasına, toplumsal çeşitliliğe ve eşitlik arayışımıza dair çok daha fazlasını anlattığını görürüz. Gelin, bu konuyu birlikte düşünelim ve bir müzik aletinin ardındaki toplumsal hikâyeyi birlikte çözümleyelim. — Bir Ağacın Hikâyesi: Kanunun Doğuşu ve Doğayla İlişkisi Kanun, tınısını ve karakterini doğadan alır. Geleneksel olarak ceviz, ladin, akçaağaç…
Yorum Bırak